18 Kasım 2011 Cuma

Meditasyon

Gerçeğe, tanrıya, kozmik bilince, cennete, nirvanaya, aydınlanmaya, ermeye, sezgisel bilgiye (ya da ”O”na her ne ad veriyorsanız) hiçbir yol, yöntem, çaba, öğreti, araç ile ulaşılamaz. Bu çaba içeride, çelişki, karmaşa, çatışma ve bulanıklık doğurur. ”O”na psikolojik anlamda zamanla evrimleşerek varılamaz. ”Olduğum durum” ve ”olmam gereken durum” dediğiniz anda, araya zamanı sokmuş olursunuz. Hayatınız cehennem kayasını zirveye çıkarmaya çalışmakla geçer. ”O” durağan değildir, bilinen yöntemlerle bilinemez, başka birisinden öğrenilemez, bir kalıba, modele sığdırılamaz, bir öğretiye indirgenemez, formüle edilemez, sınıflandırılamaz, tanımlanamaz, zamana-mekana bağlanamaz, bildiğimiz şeylerle karşılaştırılamaz. ”Bilinen”, ”Bilinmeyen”i asla bilemez. Bilmediğiniz birşeyi arayamazsınız. ”O”, biriktirilmiş bilgi ve deneyimler yığını olan ”Ben”in yokluğunda vardır. İçeride ve dışarıda ”Olan”ı her an sessizce, yorumlamadan, ”Ben”i araya sokmadan seyredin. Manzaraya bakar gibi. Bir sonuca varmaya ve bir düzen oluşturmaya çalışmadan..
. Olması gerekeni bir yana bırakıp, sadece ”olan”ı, karmaşaysa karmaşayı, çelişkiyse çelişkiyi gözlemleyin. Yaşamla ilişki içerisinde, duygularınızı, düşüncelerinizi, hareketlerinizi, tepkilerinizi; kaçmadan, biriktirmeden, belleğe kaydetmeden, sözcükleri araya sokmadan, isimlendirmeden, sınıflandırmadan, etiketlendirmeden; imgesiz, hedefsiz, çabasız, amaçsız bir şekilde; direnmeden, bastırmadan, kontrol etmeye çalışmadan, yadsımadan, onaylamadan, yansıtmadan, yargılamadan (güzel-çirkin, doğru-yanlış ayrımı yapmadan); herhangi bir kalıba, inanca, dine, dogmaya, öndere, öğretmene, peygambere, ideale, modele bağlı olmaksızın; yorumlamadan, tam bir özgürlük içerisinde, yaygın bir dikkatle ve keskin bir farkındalıkla, ”olan”ı seyredin.
Değiştirmeye çalışmayın, olduğunuz yerde, olduğunuz gibi kalın. Bütün ”olma” çabası ”ben”in etkinliğidir. ”O”nunla sizin aranızdaki tek engel, tanrı olmaya çalışan, bu yüzden her şeyi ”ben” ve ”ben olmayan” diye bölen ”Ben”dir. ”Olacağım” düşüncesi sona erdiğinde ve sadece ”olan”la yüzleşildiğinde, ”ben”in faaliyeti durur. Ben ”hiçbir şey” yani ”yok” olur. Yanılsama, ikilem, çatışma, çelişki, iç-savaş ve karmaşa sona erer. Sıkıntıların, sorunların ana-kaynağı yok olmuştur. Dolayısıyla, sessizlik, dinginlik, barış ve iç-huzur gelir. Bulanıklık olmadığında, doğal olarak berraklık vardır. Sessizlikte, dinginlikte, berraklıkta ”O” her ne zaman isterse, çağrıldığı, arandığı için değil, fakat doğal olarak ve kendiliğinden gelir. Tümüyle yeni ve yaratıcı olan ortaya çıkar. Bireysel bilinç evrensel bilince dönüşür.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoşgeldiniz. Yorumunuz için teşekkür ederiz. Işık olsun.
Yönetim